Arkeoloji, geçmişten günümüze ışık tutan, geçmişi bizim için daha belirgin hale getiren önemli bir bilim dalı hiç şüphesiz. Özellikle, tarihin tozlu sayfalarına bakış atmamızı sağlayan, bir bölgenin veya yerin gördüğü, tanık olduğu en karanlık olayları açığa çıkaran müthiş bir araştırma yöntemi. Bu içeriğimizde, bu sözlerimizi doğrulayan, örnekleyen, arkeoloji biliminin çok konuşulan kazıntılarından, Hasanlu aşıkları hikayesi hakkında bahsediyor olacağız.
AYRICA: Cenaze Evinde Yapılmaması Gerekenler - Cenaze Evinde Ne Yapılmaz?
Hasanlu Aşıkları Hikayesi
M.Ö 800 yıllarında, İran’ın Batı Azerbaycan Eyaleti’ndeki Solduz Vadisi’nde, Hasanlu adındaki bir mevki, bilinmeyen güçler tarafından saldırıya uğradı. O bölgenin insanları öldürüldü, işkenceye uğradı ve öldürüldükleri yerde öylece bırakıldılar. Beraberinde çıkarılan yangında insanlar can verdi, çoğu insan kaçmak ve korunmak için kümelendikleri yerlerde binaların altında kaldı.
AYRICA: İnsana Aşırı Keyif Veren Şeyler Nelerdir?
Dönemin en ilginç olayı olarak adlandırılan Hasanlu mevkisinde yaşananlar, 1972 yılında Pennsylvania Üniversitesi’nden Robert H. Dyson önderliğindeki bir arkeolog ekibinin, yaşananların perde arkasını aralamak ve ipuçları bulmak için, harekete geçmesiyle çok ilginç gerçekleri ortaya çıkardı.
AYRICA: Sohbet Ederken Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar - Konuşulmaması Gereken Konular
Ekip, Solduz Vadisi’ndeki Hasanlu bölgesinde kazı yapmaya başladı. Kazı, kapsamlı yıkım kalıntılarını göz önüne seriyordu. Yanmış kerpiç evler, kalın kül katmanları, iskeletler ve daha birçok bilimsel kanıt için aynı ekip yıllarca bu bölgede çalışmalarını sürdürdü.
AYRICA: Olumsuzluğa Dikkat Çeken Trajikomik Murphy Kanunu Örnekleri
Çeşitli yaş ve cinsiyetlerde, bölgede 246 insan iskeletine ulaşıldı. Bu iskeletlerin içerisinde toplu infazların gerçekleştirildiğini ispatlayan kopuk ceset uzuvları da bulundu. Katliama uğrayan, yanan binaların altında kümelenerek ölen insan kalıntılarının içerisinde, en dikkat çeken ise iki insan iskeletiydi.
AYRICA: Egzersiz Neden Önemlidir? Haftada Ne Kadar Egzersiz Yapılmalı?
Adeta bir mezar görünümündeki kerpiçten yapılmış, tahıl çukurundaki bu iskeletlerin, neredeyse birbirlerine sarılarak ve öpüşerek ölmüş olması, ekibin oldukça dikkatini çekmişti. Bu iskeletler bulundukları pozisyona göre, Hasanlu aşıkları olarak adlandırıldılar. Ekip, iskeletleri bulduğunda, gördükleri manzara görseldeki ile aynıydı.
AYRICA: Asurlular Kimdir? Asurlular Hakkında Bilgi: Nerede Kuruldu? Neyi Buldu?
- İskeletlerden sağ tarafta olanı, ki bu iskelet SK 335 olarak adlandırılıyor, görselde de görüldüğü üzere sırt üstü yatmaktadır. Yapılan çalışmalar neticesinde bu iskeletin 19 ile 22 yaşları arasında olduğu düşünülmüştür. Ancak çalışmalarda, bu kişinin daha yaşlı bir iskelete de ait olabileceği belirtilmiştir çünkü dişlerinin birkaçı eksiktir. Fakat son karar olarak, iskeletin genç bir erkeğe ait olduğuna karar verilmiştir. Bunun nedeni olarak ise, henüz yeni çıkmaya başlayan yirmilik dişleri örnek gösterilir. İskeletin erkek olduğu kanısına, pelvis kaslarının incelenmesi neticesinde varılmıştır. Bu iskelet, hemen yanındaki iskeletin altına kolunu uzatmış, ona sarılmış ve başını ona dönmüş şekilde uzanmaktadır.
- Sol tarafta olan iskelet ise, ki bu iskelet SK 336 olarak adlandırılıyor, görselde de görüldüğü üzere yan şekilde yatmaktadır. Bu iskeletin yaş aralığı, 30 – 35 olarak belirlenmiştir. Yani bu iskeletin yaşının, soldaki iskeletten daha büyük olduğu anlamına gelmektedir.
SK 336 iskeletinin kafatası, belirgin olarak bir erkeğin kafatasını andırmaktadır ancak pelvis morfolojisi incelendiğinde iskeletin bir kadın olabileceği de düşünülmektedir. Pozisyonuna bakıldığında, sağ elini erkek iskelete uzatmış bir şekilde durması, ek olarak başının altında taştan bir levhanın olması ilginç bulunmuştur. İki iskeletin, tıpkı görselde de görüldüğü gibi birbirlerini öperken öldüğü tespit edilmiştir. Bu da, iki iskeletin arasında duygusal bir bağ olduğu kanısına varılmasını sağlamıştır.
Hasanlu aşıklarının, yapılan incelemeler sonucunda, vücutlarında herhangi bir hasar, işkence izine rastlanmamıştır. Sırtüstü yatan erkeğin kafasındaki darbenin, kazı sırasında oluştuğu öne sürülür.
İlginç olan şudur ki, bu iki iskelet diğerleri gibi ortada, infaz edilmemiş ya da yanmış bina enkazlarının altında bulunmamış, o dönem insanlarının tahıl çukurları olarak kullandığı mezara benzer kerpiç çukurlardan birisinin içerisinde bulunmuştur. Oraya nasıl geldikleri, nasıl öldükleri merak konusudur. Muhtemelen kaçıp saklandıkları ve ölüm nedenlerinin ise, yangın sebebiyle oluşan zehirli dumandan kaynaklandığı düşünülmektedir. Kazı ekibinin liderliğini yürüten, Robert H. Dyson, Hasanlu âşıkları ile ilgili şunları dile getirmiştir:
“Kuyunun içinde yatan bir erkek ve bir kadın, iki insan iskeleti vardı. Kadın, erkeğin dudaklarına doğru elini uzatmış, yüzüne dokunarak bakarken, erkeğin ise kollarının biri kadının omzunun altındaydı. Her ikisi de gençti, vücutlarında herhangi bir darp izi yoktu. Belirgin bir kesik veya kırık bir kemik de yoktu. İskeletlerin yanında herhangi bir nesne bulunamadı, ancak başlarının altında bir taş levha vardı. Kuyuda bunlardan başka, kırık alçı parçaları, kömür ve yanmış tuğla parçaları vardı, ancak kemiklerin ezilmesine yetecek kadar bir ağırlık yoktu. Bu olağan dışı sahneyi açıklamak için iki teori ürettik: Birincisi, belki de iki genç aşık olabilirlerdi, kalenin kuşatılmasının ardından, kaçarak saklanmak için bu kuyuya girdiler ve üzerlerini çalı çırpıyla örtmüşlerdi. Diğer teori ise, saklanmaya çalıştıkları ve kadının erkeği susması için uyarıyor olmasıydı. Her iki durumda da, muhtemelen boğularak ve birbirlerine aşık olarak öldükleri görülüyor.”
Hasanlu aşıkları hiç şüphesiz ki, dönemin en ilginç kazı bulgularından birisiydi. Bu iskeletler, 1974 yılından 1980 yılına kadar Penn Müzesi'nde sergilendiler.
Arkeolojinin eşsiz bulgularından, Hasanlu aşıkları hikayesi konusundaki bilgileri sizlerle paylaştık. Yaklaşık 2800 yıl önce yaşanmış, hala gizemini koruyan Hasanlu işgalinin ardındaki gerçekler, her geçen gün ortaya çıkmayı bekliyor. Genel akademik fikir birliği neticesinde, bölgedeki işgalin İran ya da Asur imparatorluğu tarafından gerçekleştirildiği düşünülüyor ancak bu bir tahmin. Acaba, Hasanlu insanları neden ölüme terk edildi? Sanırız ki, bu katliamın hiçbir geçerli nedeni olamaz, ancak dünya tarihi ne yazık ki bu gibi katliam örnekleri ile dolu ve arkeoloji, bu gerçekleri ortaya çıkarmak için gerçek ve güvenilir olan tek yöntem gibi görünüyor.